22 Ekim 2013 Salı

Kitap tavsiyesi




Bazı kitaplar vardır öyle bir dokunurlarki insanın kalbine, sıcacık hissettirir kendini, yüreğinin sesini daha net duyurur insana. Hayatı ve degerleri hatırlatır.
Bittiğinde için cız eder ama bilirsin ki artık kalbinde yer edinmişlerdir ayrılmamışsındır gerçek anlamda.
Sana insanlığı anlatır! Değerleri hatırlatır! Büyük olmanın yaşa bakmadığını hatırlatır.
Sevmenin ve dostluğun önemini hissettirir ve mutlu olursun...
Değerli bir armağan gibi saklarsın!

İşte bu kitaplardan biri orjinal adıyla "Wonder". Yazarı R.J. Palacio.

Kitabın ana kahramanı ( ki aslında kahramanlar dolu bir kitap) 10 yaşındaki August. August doğuştan yüzünde büyük ölçüde deformasyonlar olan bir erkek cocuğudur. Ciddi ölçüde ameliyatlar geçirmesine rağmen, görüntüsü yinede diğer insanlar için büyük şok etkisi yaratır. Kitabın başında August kendi yüzü hakkında şöyle der: " görüntümü size tarif etmeyeceğim. Nasıl hayal ederseniz edin, emin olun daha kötüsü! "

Kitab August dahil onun hayatında yer alan toplam altı ksinin gözünden anlatılıyor. Dostluğun, ailenin, fedakarlığın ve biiiir çok önemli değerin kaynakçası adeta.

Içerikten çok, verdiği mesajlar ve anlatım şekli önemli!

Çok az kitap sizi hem kahkaha ile güldürmeyi, hemde içinizi sızlatarak ağlatmayın başarır!

"Wonder" ingilizcenin yanı sıra 7 dile tercüme edilmiş ama ne yazıkki Türkçe tercümesi yok:(

Bir sürü uluslar arası ödüller kazanan bu eserin Türkçe tercüme edilmesini diliyorum!

Yayın evi olan arkadaşlar harekete geçin lütfen!

16 Mayıs 2013 Perşembe

4 Nisan 2013 Perşembe

Ayraç kızlarım...



Uzuuuun bir aradan sonra nihayet yeni bir yazı...
Peki ben bu arada neler yaptım? Kısaca özeti: Okudum çizdim.... Okudum çizdim;) nemi çizdim? Buyrun:

tokalı kızçe



bonus kızçe


afrikalı kızçe


hanım kızçe


Kedili kızçe


yıldızlı kızçe


çizmeli kızçe


Sağolsun instagramda ( sevda77) paylaştım ve sevenleri isteyenleri çıktı kızçelerimin. Araştırdım nasıl ederimde size ulaştırırım düşündüm, ama tam bir çözüm bulamadım.

Şimdi şöyle bir fikir oluştu kafamda. İsteyenler hangi kızıma talip olduğunu bildirsin ( ama instagram aracılığıyla, ama buraya yorum bırakarak) , ben onlara çizip göndereyim. Tabi talep çok olursa ona göre sürer;)

Karşılığında ben nemi istiyorum? Sizin benim için ne gönlünüzden koparsa onu göndermenizi;) yalnız benim Almanya'da bulunduğumu unutmayın. Umarım iyi niyetim kötüye kullanılmaz.

Tabii bir fikiriniz olursa: "Sevda bana şöyle bir kızçe çiz" diye, onuda denerim;)

Bu yazının altına hangi kızçeyi istediğinizi yazın ve mail adresinizi bildirin size mail ile ulaşayım ve geri kalan bilgileri paylaşalım.

23 Ocak 2013 Çarşamba

Yaşasın kitap kardeşliği!!!





Blog dünyası benim için çok şey ifade ediyor... Kimi zama yalnızlığımı alıyor... Kimi zaman sıkıntıma merhem oluyor... Kimi zaman ilham veriyor...

Ama her şeyden önce beni Türkiye'ye, Türkçe'ye ve Türk insanına yakın kılıyor!

Kimi zaman resimlerle, kimi zaman tariflerle, kimi zamanda sadece bir kelime ile beni alıııııp Türkiye'ye taşıyor!

Biliyorsunuz özlüyorum oraları! Türkiye'nin sesini, kokusunu evet insanını. Orada oluncada buraları özlüyorum. İnsan işte azıcık kararsız ve maymun iştahlı belkide. Ama belkide bu burada doğmuş büyümüş olan insanlar için çok normal. İki ülke, iki kültür arasında sıkışıp kalmış insanlarız işte. Ne Türk ne Alman. Kendine öz bir kültür, bir insan... Daima özlemeye, daima eksik kalmaya mahkum;(

Neyse konumuz bu değildi... Yine koptum;)

Dediğim şu ki, internet ve blog camiasında çok şeker insanlarla tanıştım. Uzun zaman olmadı belki ama birbirinden özel insanlarla tanışma imkanı sağladım. Yüz yüze olamasada. Ama kim bilir oda olur bir gün!

En önemlisi aynı tutkuları aynı takıntıları paylaştığımız insanların olduğunu gördüm ve yalnızlığım bir nebze hafifledi!

Şimdi bu güzel olaylara dün İnstagramdaki bulduğum ve kitap kardeşliği adı altında toplanan gurup eklendi;) @stylopunk'un başlattığı ve sanırım yaklaşık 50'yi geçkin katılımcıya ulaşan bir gurup.
Şubat ayında başlayan ve inşallah devamıda gelecek olacak toplu kitap okuma etkinliğine katılacağım. Okuyacağımız kitap Gabriel Garcia Marquez'in " Yüzyıllık yalnızlık" adlı eseri olacak. Okurken düşüncelerin paylaşılacağı bir etkinlik;) tek yapılması gereken #kitapkardesligi ve #kitapkardesligisubat tag'inin kullanılarak resimlerin yayınlanması.

Ben Almanca tercümesini okuyacağım. Kitabım yolda;)

Çok heyecanlıyım. Duyan duymana duyursun! Kitap kardeşliği başlasın!

18 Ocak 2013 Cuma

Kara bulandık....





Yahu bu böyle mi yazılıyordu? Maruz görün beni ha! Nede olsa elin memleketinde doğmuşum demi? Bu kadar iyi ( öhöm öhöm, pek bir mütevaziyimdir canım) konuşabiliyor olmam bile iyi dimi ama?

Hani konuşurken iyi de, iş yazmaya gelince zorlanıyorum. İnsanız şunun şurasında noolcek!

Türkçe aslında hep vardı hayatımda. Ailem Almanca Türkçe karışık konuşurladı. Bize kolaylık olsun diye sanırım, fakat dahada güclendirirlerdi oysa. Böyle olunca tabi "karışıkca" denilen bir dil çıkıyor ortaya.
Sonra ilk okulda haftada bir saat Türkçe dersimiz olurdu. ( amma uzattım he! Ama ilginize çeker diye anlatıyorum. Çekermi ki?) hani sizin bildiğiniz derslerden değildi ha! Derslerde öğretmen bize ha bire gazete okuturdu. Böylece hem gazetesini rahatça okutuyor hemde dersi yapmış oluyordu aklınca. ( ha baaak, belki okuma sevdasını o aşılamıştım bana. Bunu daha önce hiç düşünmemiştimdiiii;) ) neyse öğrendiğimiz türkçeyi gazetelerden ve duyduklarımızdan öğrendik.

Anlayacağınız efendim türkçemi maruz görünüz!

Gelelim asıl konumuza. KAR yağdı!! Oley! Nihayet her taraf beyaza büründü! Karı ve getirdiklerini çok seviyorum! Manzara, sessizlık, ortalığın aydınlığı....evdeki atmosfer...masada mum... Eline sıcacık içecek, battaniyeye sarılmalar... Camdan kar yağışını seyretmeler.... ( baydım galiba)

Neyse ben seviyorum karı ve mutluyum;) sizde mutlu olun hemi?

13 Ocak 2013 Pazar

Artjournaling #2



Kalemler ele alındı...

Kızım ile serildik koltuğa. Ben çizdim o mırladı;)

Pek bi keyifliydi yani;) tavsiye ederim.




10 Ocak 2013 Perşembe

Neleri özledim...


Bir mim varmışmış.... Beni kimse mimlememişmiş... Ama ben üzerime alınmışmışım;) Gerçi Ayşın kimler cevaplamak isterse, onlara gitsin demiş.... Bende üzerime aldım:) görgüsüz beni beni!!

Mimin surusu: Neleri özledik?

Ah, ah! Özlem benim ikinci adım olamlı ki ben sürekli bir özlem içindeyim. Hazır olun liste uzun!

Sakin bir koyda yalın ayaklarımı kumlara gömüp Deniz'in kokusunu içime çekmeyi....

Tenimi hafifçe okşayan ılık rüzgarı...

Sıcak yaz günlerini...

Ezan sesini....

İstanbul sokaklarında gezinmeyi, simit alıp yemeyi...

Gerçek camide namaz kılmayı...

Istanbulda vapurda olmayı ve martıları seyretmeyi...


Sevdiklerimle çay keyfi yapmayı... Gülmeyi!