29 Haziran 2012 Cuma

Artjournaling #1... Aşk aynı dilde konuşmaktır!

    Bugün defter ele alındı ...



    Cikcikler deftere konduruldu...



    Renkler eklendi...





    Bir muhabbet... Bir muhabbet!!!
 



    İşte budur!

    Pekmi romantikim ne? ;)






27 Haziran 2012 Çarşamba

Puantiye aşkına...



Son günlerde puantiyeye feci takmış durumdayım !!!

Bugün beni çok rahatlatan ve mutlu eden haber aldım. ;)

Durum böyle olunca attım kendimi çarşıya ve kutladım haberi kendime ciciler alarak. Resimdeki cicide bunlardan birtanesi... Cümleden anlaşıldığı gibi başka cicilerde var;)

Laylaylom, mutluyum!

26 Haziran 2012 Salı

mutluluk sırrı...


mutlu olmak için ne gereklidir insana? mal mülk, makam, mevki midir mutluluk? mutlu olabilmek için dış etkenlere ihtiyac varmıdır? yoksa mutlu olmak başka birşey midir?

mutluluk insanin içinde başlar ve orada devam eder bence.

kızgınım mutlu olamamayi kendine görev edinenlere.
Kızgınım suratı asık dolaşanlara, mutluluğu başka yerlerde hep yarınlarda arayanlara.
Halbuki mutlu olmak şimdide saklıdır!
Anı yaşayıp değerlendirmede saklıdir! Yaşamakta, görmekte hissetmekte saklıdır!
Mutlu olmak bakış açısıdır... bardağı dolu görebilmektir... küçük şeyler olmaz demektir... herşeyde güzellik görmektir!
Günümüz insanı o kadar şükürsüzki, herseyleri olanlar bile mutluluktan fersah fersah uzaktalar!
Halbuki mutlu olabilmek için görmek gerek!
Mutlu olmak için o kadar çok sebeb varki hayatta. ac değilsiniz, hasta değisiniz, anneniz babanız, sizi sevenleriniz var.
Kardeşim bu nekadar şükürsüzlük ya?!?
Şeytan diyorki al eline sopayı tüm mutsuzların kafasına kafasına vur! Al sana bari surat asacak sebep vereyim de.
Ama inanırmısınız, aslında o olayda bile güzeli görebilmek önemlidir. Bak beni uyardı, demek buna değermişim demek gerek.
Ne diyor kıymetli bir söz:

„Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır!“

Aranızda mutsuzum diyeniniz varmı hala? (aman dikkat, elimde sopa hazır bekliyorum!:) )

25 Haziran 2012 Pazartesi

Bu ne biçim memlekettir ya hu???



Hep yağmur hep yağmur. Nasıl bir memlekettir burası? Dengesiz hava. Ortalık karanlık, renksiz, ıslak ve soğuk!! Depresyona girmesinde ne yapsın yurdumun insanı buralarda?

İnsanlar suratsız, hava dengesiz ve kapalı. Kalpler kapalı. Kapılar kapalı.

Güneşe hasret, güler yüze hasret kaldık Bu diyarda.

Sevmiyorum kardeşim ben bu memleketi. Ne derseniz deyin! Avrupaymış, zenginlikmiş, imkanmış hepsi boş!
Ne anladım paylaşılmayın zenginliği? Ne anladım oturulamayan yalnız bahçeleri?

Türkiyemin havası güneşli, insanı güler yüzlü. Ezanı kulakları okşar! Sıcacık sohbetler....demlikte çaylar...sokakta oynayan cocuklar...

Of! Çok sıkkın canım çok!

24 Haziran 2012 Pazar

Herkese merhaba!

Neden bu blog? Almanca bir blogum varken... Onu uzun zandir ihmal etmişken.... Belkide bu yüzden. Uzun süredir sanki burada değilim. Sanki kalbim, aklım ve düşüncelerim buralarda değil. Çoğu zaman kendimi sizlerle (takip ettiğim türk bloggerlar ve instagramcılar) konuşuyorken buluyorum. Durum böyleyken hayatımın kapısını sizlere aralayım istedim. Sizlerle paylaşayım istedim. Umuyorumki beni yalnız bırakamazsınız.

Ne dersiniz varmısınız?